Son dönemlerde sosyal medyada avukatların birbirlerini rencide edici, aşağılayıcı ve onur kırıcı ifadelerle eleştirdiklerini görmek oldukça üzücü. Benzer olayları geçmişte yaşamış bir avukat olarak bu durumun dikkatle ele alınması gerektiğini düşünüyorum.Son dönemlerde sosyal medyada avukatların birbirlerini rencide edici, aşağılayıcı ve onur kırıcı ifadelerle eleştirdiklerini görmek oldukça üzücü. Benzer olayları geçmişte yaşamış bir avukat olarak bu durumun dikkatle ele alınması gerektiğini düşünüyorum.
Rencide edici davranışlar, sadece kişileri değil, avukatlık mesleğinin itibarını da zedeliyor. Avukatlar olarak, toplumun adalet anlayışını şekillendiren ve yargı sisteminin en önemli parçalarından biriyiz. Bu yüzden, meslektaşlar arası ilişkilerde özen ve saygıyı elden bırakmamalıyız. İnsanların avukatlar hakkındaki algılarından şikayetçiyken, bu algının yönlendirilmesinde bizlerin de payının büyük olduğunu unutmamamız gerekiyor.
1. Meslek Etik Kurallarımız
Avukatlık mesleği, dayanışma ve iş birliği gerektiren bir meslektir. Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) Meslek Kuralları’nda da belirtildiği gibi, hiçbir avukat meslektaşının tutum ve davranışlarını kamuoyuna açıklayamaz ve küçük düşürücü nitelikteki kişisel görüşlerini dile getiremez (m. 26-27). Bu kurallar, meslektaşlar arasındaki saygıyı korumak ve mesleğimizin itibarını sağlamak için konulmuştur.
2. Örnek Disiplin Kararları
Son dönemde alınan bazı disiplin kararları, bu kuralların ihlali durumunda ne gibi sonuçlarla karşılaşılacağını açıkça gösteriyor. Örneğin, 23.12.2023 tarihli bir karar, avukatın duruşma esnasında ve sonrasında meslektaşına hakaretvari ifadeler kullanması nedeniyle disiplin cezası almasına sebep oluyor. Olayda, bir avukatın, duruşma salonunda meslektaşına “Dolandırıcı avukat” şeklinde hakaret ettiğini ve sonrasında koridorda tartışmanın devam ettiğini görüyoruz.
Daha da çarpıcı bir başka olay ise, 27.11.2018 tarihli bir duruşma sırasında bir avukatın meslektaşına “terbiyesizlik yapmayın” demesiyle başlamış. Duruşma sonrası koridorda “Bütün meslektaşlarınız sizden şikâyetçi, çirkef olduğunuz için” şeklinde devam etmiş. Bu olayda taraflar arasında çıkan tartışma, adliye koridorunda herkesin gözleri önünde cereyan etmiş ve iki avukat baro sekreteryasında birbirlerine ağır ithamlarda bulunmuş.
Bu tür olaylar, mesleğin ciddiyeti ve saygınlığını zedeliyor. Meslektaşlar arasında daha fazla anlayış ve hoşgörü olması gerektiğine inanıyorum.
3. Sosyal Medyanın Etkisi
Sosyal medya, avukatlar arasında bilgi paylaşımı ve iletişim için önemli bir araç olmasına rağmen, aynı zamanda yanlış kullanıldığında meslektaşlar arası saygının zedelenmesine de yol açabiliyor. Sosyal medyada yapılan eleştiriler, zaman zaman kişisel saldırılar haline dönüşebiliyor. Bir avukatın kıyafetinden, gittiği mekanlara kadar birçok şey meslektaşları tarafından eleştiri konusu yapılabiliyor. Eleştirinin yapıcı olması gerektiği söz ardı edildiği gibi kişisel saldırıların acımasız bir şekilde yapıldığını görüyorum.
4. Meslektaşlar Arası Saygıyı Korumanın YollarıAşağıda bu konuyla ilgili birkaç önerimi paylaşmak isterim.
• Dilekçelerde ve yazışmalarda dikkat: Avukatların, kullandıkları dili özenle seçmesi gerektiği ve tartışmaya yol açmayacak ifadelerden kaçınması gerektiği aşikardır. Dilekçelerde ve diğer yazılı belgelerde kullanılan dil, hem mesleğin hem de kişilerin saygınlığını korumalıdır. Bunu yaparken, Türkçeyi en iyi şekilde kullanmamız gerektiğini düşünüyorum.
• Mahkemelerde ve kamusal alanlarda davranışlar: Mahkemelerde ve kamusal alanlarda, avukatlar birbirlerine karşı saygılı ve nazik olmalı, gereksiz tartışma ve çekişmelerden kaçınmalıdır. Adliyelerde, kamusal mekanlarda ve dijital platformlarda, yaşanan tatsız olaylar, topluluk önünde aşağılamalar, dijital ortamda linçler, muhatapta onarılmaz yaralar açabiliyor. Bu sadece o kişinin aldığı maddi ve manevi zararla bitmiyor. Yaratılan bu nahoş ortam, toplumun gözünde avukatların itibarını zedeliyor ve yargıya olan güveni sarsıyor. Bu yüzden, her zaman soğukkanlı ve profesyonel davranmalıyız.
• Sosyal medyanın dikkatli kullanımı: Sosyal medyada yapılan paylaşımlarda, yorumlarda, açıklamalarda, meslektaşlar arası saygıya özen göstermeli ve kişisel saldırılardan kaçınmalıyız.
Unutmayalım ki, saygı ve nezaket, meslektaşlık hukukunun ötesinde, insanlığın da bir gereğidir. Bu yüzden, meslektaşlarımızla ilişkilerimizde her zaman özenli ve saygılı olalım. Bu, sadece mesleki bir zorunluluk değil, aynı zamanda kişisel bir erdemdir.