300’den fazla türe sahip olan fenersiler, denizin derinliklerinde yaşayan omurgalılar arasında büyük bir çeşitlilik gösterirler. Bu çeşitliliğin arkasında, cinsel parazitlik adı verilen bir çiftleşme yöntemi bulunuyor.
Bu yöntemde, erkek fenersiler dişilerin karnına dişlerini geçirerek kendilerini sperm kaynağı haline getirirler. Bu birleşme bazen geçici olabilir ve erkek bir süre sonra dişiden ayrılır.
Ancak bazı durumlarda erkek, dişinin derisi ve dolaşım sistemine bağlanarak tamamen ona bağımlı hale gelir. Testisleri dışında bütün iç organlarını ve gözlerini kaybeden erkek, dişinin vücudunda yaşamaya devam eder. Dişi fenersiler, vücutlarında birden fazla erkek taşıyabilirler.
Yale Üniversitesi’nden araştırmacılar, bu benzersiz özelliğin, yaklaşık 50 milyon yıl önce fenersilerin çeşitlenmesinde önemli bir rol oynadığını keşfettiler.
Fosil örnekleri ve yaşayan 100’den fazla fenersi türünün genetiğini inceleyen araştırmacılar, 35 ila 50 milyon yıl önce gerçekleşen şiddetli küresel ısınma döneminde bu balıkların deniz tabanından açık denizlere geçiş yaptığını tespit ettiler.
Bilim insanları, cinsel parazitlik özelliğinin bu dönemlerde başlayarak fenersilerin başarılı bir şekilde üremesini sağladığını buldular. Okyanusların karanlık ve geniş derinliklerinde bir partner bulduktan sonra ona yapışık kalmak, türün hayatta kalma olasılığını artırmış olabilir.
Current Biology adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada, yabancı tehditlere saldıran bağışıklık sisteminin zamanla değişmesiyle dişi fenersilerin, parazit erkekleri reddetmediği de kaydedildi.
Makalenin başyazarı Chase D. Brownstein, “Bu cinsel parazitlik özelliğinin derin denizlerdeki tüm fenersilere atadan geldiğini ortaya koyduk,” diyor. Brownstein, dişi ve erkek arasındaki boyut farkı ve bağışıklık sisteminin adaptasyonu sayesinde balıkların bu evrimi geçirdiğini düşünüyor ve ekliyor:
“Böylesine sıra dışı bir özelliğin kökenini açıklıyoruz.”
Dişi fenersiler genellikle 30 santimetre civarındayken, bazıları 1 metreye kadar ulaşabiliyor. Erkekler ise genellikle yaklaşık 3 santimetre boyutunda oluyor.
Bu küçük erkeklerin geniş burunları sayesinde denizin karanlık bölgelerinde dişilerin kokusunu alarak eş buldukları düşünülüyor.
Yeni çalışma, okyanusların derinliklerinde yaşayan canlıların geçmişine ışık tutarken, araştırmacılar bu bölgelerdeki diğer balıkların evrimsel süreçlerini de incelemeyi planlıyorlar.