İzmir’de yaşayan ve polikistik böbrek hastalığı nedeniyle 2,5 yıldır diyalize bağımlı bir hayat geçiren Saliha Aslan ile Muğla’nın Fethiye ilçesinde yaşayan böbrek yetmezliği hastası Akil Taka, eşleri sayesinde 2’nci hayatlarına başladı.
Eşleri gönüllü olmasına rağmen donör olmaya uygun olmadıkları için yıllardır diyalize mahkum olan Saliha Aslan ile Akil Taka, çareyi çapraz nakil yönteminde buldu. Saliha Aslan’ın eşi Engin Aslan, Akil Taka’ya, Engin Aslan’ın eşi Gülgün Taka da Saliha Aslan’a donör oldu.
İzmir Acıbadem Kent Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Uzman Dr. Uğur Saraçoğlu, Uzman Dr. Işık Özgü, Uzman Dr. Gökhan Ekin ve Nefroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Hüseyin Töz, Doç. Dr. Ebru Sevinç Ok’un gerçekleştirdiği ameliyattan 1 ay sonra hastanede bir araya gelen çiftler, böbrek değiş tokuşu sonrasındaki yeni hayatlarını anlattı.
Evliliklerinde 30 yılı geride bırakan, ikişer çocuk sahibi olan çiftler, ameliyattan sonra donör kardeşi olduklarını söyledi.
“YENİ DOĞMUŞ GİBİ OLDUM”
2022 yılı Ocak ayında diyalize başladığını belirten Saliha Aslan, “6 ay sonra felç geçirdim. Hastaneye çapraz nakil için başvurmuştuk ama felç geçirince iptal ettik. ‘1,5 sene geçmesi lazım’ dediler. Onu atlattım. Sonra burada çapraz nakle başvurduk” dedi.
Donör bulunduğunu ilk duyduğunda çok sevindiğini aktaran Aslan, “Ameliyat çok güzel geçti. Kendime geldim” diye konuştu. Donör olma konusunda vatandaşlara seslenen Aslan, “Herkesin gelmesini istiyorum. Kimse bu çileyi çekmesin. Çapraz nakil çok güzel bir şey, herkes başvursun. Çaresizdim. Diyaliz çok zor. Allah kimsenin başına vermesin. Kurtulduk. Yeni doğmuş gibi oldum” ifadesini kullandı.
“HERKESE ÇAPRAZ NAKLİ TAVSİYE EDERİM”
3,5 yıl boyunca diyalize girdiğini ifade eden Akil Taka, çok zor günler geçirdiğini söyledi. Çapraz naklin ne olduğunu diyaliz sürecinde öğrendiklerini belirten Taka, “Şu anda çok iyiyiz, mutluyuz. Böbrek veren eşime, böbrek kardeşime de teşekkür ederim. Bir ay bir gün oldu. Adeta yeniden doğdum” dedi.
Donör bulunduğunu duyduğunda çok mutlu olduğunu dile getiren Taka, “Ocak ayında bir donör bulunmuştu ama ‘Günah’ deyip, iptal ettiler. Bir ay sonra mart gibi tekrar donör bulundu. Bayramı burada geçirdik. Zor bir hastaydım. Diyabet, kalp yetmezliği hastasıyım ve damarlarımda daralma var. Dikişlerim alındıktan sonra damar ameliyatım olacak. Ondan sonra yeniden doğmuş gibi hayatıma devam edeceğim. Bütün böbrek hastalarına donörlerin organ bağışlamasını isterim” diye konuştu.
Ali Taka, sürecin başında kadavra donörden nakil için sıraya yazıldığını ve çok beklediğini hatta son zamanlarda ümidini yitirdiğini söyleyerek, “Herkese çapraz nakli tavsiye ederim. Akrabalarından kardeşlerinden, çocuklarından böbreğini vermek isteyenler versinler, her iki tarafta mutlu olsun. Bundan iyi sevap yok” dedi.
“ALAN RAZI, VEREN RAZI”
Eşinin ilk defa 2022 Ocak’ta diyalize girdiğini belirten Engin Aslan, “Diyaliz sürecinde hastanede 18 gün kaldık. Hastaneden çıktıktan sonra Bursa’ya başvurduk, 28 gün sonra böbrek bulundu. Yatış yaptılar ama donör Covid-19 olduğu için evimize dönmek zorunda kaldık. Sonra İzmir’e geldik. 15 gün sonra geri çağrıldık. ‘Nakil yapacağız’ dediler. Donör hazırdı, tanıştık. 15 günün içinde eşim diyalizdeyken beyinde pıhtı atınca nakil işi askıda kaldı. İzmir’de hastaneye başvurduktan 40 gün sonra böbrek bulundu. Sonra süreç bizi buraya kadar getirdi” diye konuştu. Donör olma sürecini anlatan Aslan, “Ayağımdan dikeni, gözümden çapağı çıkartamam. Bir cesaret geldi. Böbrek vermişim, vermemişim kendimde öyle bir şey hissetmiyorum. 5 Nisan’da nakil oldu. Alan razı, veren razı. Hepimize geçmiş olsun” ifadelerinin kullandı.
“ÇAPRAZ NAKİL ÇARESİZLİĞİMİZE ÇARE OLDU”
Böbrek beklediği süreç boyunca eşinin sağlığını kaybettiğini belirten Gülgün Taka, 3,5 yıllık süreçte eşinin kaslarının zayıfladığını, tansiyonunun düzensizleştiğini belirtti. Taka, “Ben verici oldum, çapraz nakile yazıldık. Çapraz nakilden hiç korkum olmadı. Çok şükür şu an oldu bitti. Allah’a şükür eşim sağlığına kavuştu” dedi.
Böbreğini verdiği Saniye Aslan’a ‘böbrek kardeşim’ diye hitap ettiğini dile getiren Taka, “Tanıştığımızda Saniye zor yürüyordu. Şimdi maşallah çok iyi. Böbrek kardeşim oldu. Herkesin çapraz nakle yazılmasını isterim. Bir rahatsızlığım yok. Tek böbrekle yaşıyorum. Çapraz nakil çaresizliğimize çare oldu. Herkesin organ bağışlamasını istiyorum” diye konuştu.
“EN İYİ TEDAVİ CANLI VERİCİLİ BÖBREK NAKLİ”
Böbrek yetmezliği hastalığının en iyi tedavisinin canlı vericili böbrek nakli olduğunu aktaran Dr. Uğur Saraçoğlu, “Kadavradan da böbrek nakli yapabiliyor ama en uzun böbrek sağlığını gerçekleştiren müdahale canlı vericili böbrek. Canlı vericili böbrek naklinde de genellikle hastaların birinci ya da ikinci derece akrabaları gönüllü oluyor. Fakat her zaman hastanın yakınlarının kan grupları, doku tipleri hastaya uymuyor. Hastalar bize ‘Yanımda bir vericim, gönüllü yakınım var’ diye geliyor. Tetkikleri yapıyoruz. Diyelim ki, böbreği uymadı. Bu hastaları biz bir yere yazıyoruz, bir grup oluşuyor. Daha sonra aynı şekilde olan hastaların birbirlerinin böbreklerinin uyacağı ortaya çıkıyor. Örneğin, ben hastayım, sizin böbreğinizi bana değil ama uyan başka bir vericisi olan kişiye takıyoruz. O kişinin yakınının böbreği de bana takılıyor. Biz buna çapraz nakil diyoruz” diye konuştu.
Çapraz naklin bütün dünyada uygulandığını söyleyen Dr. Saraçoğlu, “Gelişmiş ülkelerde, Amerika’da bazen gönüllü ama alıcısı olmayan, tek bir hastayla başlayan zincirler oluyor. Herhangi bir yakını böbrek yetmezliği yok ama verici oluyor. Böylelikle bir çapraz nakil zinciri başlıyor. Şu ana kadar yapılan en uzun zincir, 12-13 hastaya ulaştı. Tek bir kişinin gönüllü olması bile çapraz nakilde 13 hastanın böbrek nakliyle hayatının uzamasına sebep olabiliyor” dedi.
“DEVLETİN ORGANİZE ETMESİ LAZIM”
Hastaların durumu hakkında bilgi veren Dr. Saraçoğlu, “Hastaların durumu iyi. Ameliyat iyi geçti. Özellikle ilk 3 ay önemli. İlk 3 ayda doku reddi, operasyona dair komplikasyonlar olabiliyor. Yaklaşık 1 ay oldu. Sağlıkları iyi gidiyor. Onlar kontrole gelmeye devam ediyor” diye konuştu.
Gönüllü vericisi olan fakat doku tipi uymayan hastalarla ilgili böbrek nakli yapan merkezlerin listeleri olduğunu belirten Dr. Saraçoğlu, “Biz bu listeli kendi hastalarımızla çakıştırmaya çalışıyoruz. Bununla birlikte diğer hastanelerle de iletişim devam ediyor. Bazen de başka hastanelerle çakışmalar yapılıyor. Aslında devletin organize etmesi lazım. Bununla ilgili bazı çalışmalar olduğunu biliyorum ama henüz bir sonucu ulaşmamış. Çakıştırmak kolay değil. Yüzlerce hastayı tanımak gerekiyor. Bununla ilgili yapılan algoritma çalışmaları var. Bilgisayar ortamında yapay zekanın çakıştırdığı hastalar oluyor. İleride yaygınlaşacak ama Türkiye’de şu an merkezlerin çabasıyla giden bir şey. Daha devlet bu işe elini atmış değil” ifadelerini kullandı.