HABER: ECE AZAK – KAMERA: KERİM UĞUR
CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay, 31 Mart günü yapılacak olan seçimlerin önemini vurguladı, ” Türkiye’ye bir mesaj vermeniz lazım. Onlara şunu söylemelisiniz; İzmir İzmirlilerindir. Rantçıların, yalancıların, yasakçıların, insanları bölenlerin, özgürlük ve demokrasi karşıtlarının değil” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir Çiğli’de halk buluşması düzenledi. Çiğli Kaymakamlık binası karşısındaki alanda gerçekleştirilen halk buluşmasına, Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, CHP İzmir Milletvekilleri Sevda Erdan Kılıç, Rahmi Aşkın Türeli, Ednan Arslan, İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, Çiğli İlçe Başkanı Erkan Akar, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay, Çiğli Belediye Başkan Adayı Onur Emrah Yıldız ve çok sayıda partili de katıldı.
Çiğli Belediye Başkan Adayı Onur Emrah Yıldız, konuşmasında, “Haftaya bugün sandığa gidiyoruz. Bir irade ortaya koyacağız. Görüyorum ki bu irade demokrasiden, halkın iktidarından yani Cumhuriyet Halk Partisi’nden yana olacak. Biz de bugüne kadar iddialarımızın, sözlerimizin ve vaatlerimiz arkasındayız. 31 Mart’ta 22 yıllık her alanda yıpranmış ve yozlaşmış AKP iktidarına karşı rant belediyeciliği değil, halkı için çalışacak belediyeciliğe var mısınız?” ifadelerini kullandı.
CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay ise şunları söyledi:
“BU ÜLKENİN BİRLİĞİNİ, BERABERLİĞİNİ, BARIŞINI İSTEDİK”
“Seçime bir hafta kaldı. Önümüzdeki hafta bugün bu saatlerde sandıklar açılmış ve oylar sayılmaya başlamış olacak. Dolayısıyla uzun zamandır hazırlandığımız önemsediğimiz önemli olduğunu her fırsatta anlattığımız bu yerel seçim için önümüzde artık çok kısa bir zaman kaldı. Bizler elimizden geleni yaptık. Sahada yetişebildiğimiz, konuşabileceğimiz herkesle konuşmaya çalıştık. Karşımızda ne yazık ki ahlak açısından sorunlu olan insanlarla beraber bu yarışın içerisindeyiz. Bunu özellikle belirtmek istiyorum çünkü yıllardır Türkiye’de algı çalışması yaparak yalanlarla insanları kandırarak bunun için kendi yandaş medyalarında kullanan sosyal medyaları kullanan ve bu işi artık dünyada muhtemelen en profesyonel yapan siyasi partiye karşı mücadele ediyoruz. Aynı siyasi parti bir taraftan Türkiye’de ele geçirdiği her yerde milyonlarca insana eziyet ederken, milyonlarca insana yasaklar getirirken, kendi yönettiği şehirlerde festivalleri iptal ederken, bir sürü yasak koyarken, üniversitelerde öğrencilere eziyet ederken, kadınların haklarını ellerinden alırken, kadınlar şiddete uğradıkları halde bununla ilgili yeterli önlem almazken, her türlü bu ülkenin demokrasiyle insan haklarıyla ilgili engeli sıkıntıyı çıkarırken ve insanları da sürekli etnik kökenine göre mezhebine göre ayrıştırken, bu toplumun bir bölümünü diğer bölümüne düşman ederek siyaset yapmaya çalışırken, bizler ülkemizdeki demokrasinin adı olan Cumhuriyeti kuran liderin kurduğu partide Cumhuriyet Halk Partisi’nde bu ülkenin birliğini, beraberliğini, barışını istedik ama aynı zamanda demokrasisini insan haklarını istedik. Kadınlarımız haklarını kaybetmesin istedik. Daha fazla siyasette olsun istedik. Gençlerimiz. Bu ülkede kendilerine gelecek hayal edebilsinler istedik. Emeklilerimiz bu kadar yokluk içerisinde yaşamasın, onlara insan muamelesi yapılsın. Emekçilerimiz sendikal haklarını daha fazla kullansınlar. Bunun için onlara daha fazla alan tanınsın istedik. Ama ne yazık ki Cumhuriyet Halk partili belediyeler dışında hemen hiçbir yerde işçilerin örgütlenmediği bir zamanda yaşıyoruz.Bütün bunlara rağmen üstüne üstlük anormal bir enflasyon, yoksullaşma, işsizlik ve toplumun çok küçük bir kesimi aşırı zenginleşirken % 95’nin sürekli yoksululaştığı bir dönem yaşadık. Bu ortamda siyaset yapıyoruz.”
“BÜTÜN İZMİR’İ BU SEÇİMDE AYAĞA KALKMAYA DAVET EDİYORUM”
“Değerli yurttaşlarım neyin mücadelesini yaptığımızın anlaşılması lazım. Biz elbette ki yerel seçimler için adayız, belediye başkanı olmak için karşınızdayız. Elbette ki belediye başkanlarının görevini çok iyi biliyoruz. Ben 5 yıl belediye başkanlığı yaptım Karşıyaka’da. Gördüğüm baskıyı gördüğüm ambargoyu bir ben bilirim. Bütün bunlara rağmen bugün aslanlar gibi önünüzde Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olarak duruyorum. Bir yalanım yanlışım yok.Hatam kusurum yok. Yalancıların uydurduğu iftiralara kanmayın. Ben malım mülkümle yakınlarımla, yaptığımda tertemiz karşınızdayım. Bugün bütün İzmir’i bu seçimde ayağa kalkmaya davet ediyorum. Bir karar vermemiz lazım. Bu ülke bizim ülkemiz mi? Bu şehir bizim şehrimiz mi? Bu insanlar bizim insanımız mı? O zaman bir karar daha vereceğiz. Biz mücadele mi edeceğiz yoksa korkup kısıp evimizin bir köşesinde sessiz sedasız oturacak mıyız? Yazık bu ülkeye yazık bu genç insanlara, bu kadar okumuş insana. Oturduğu yerden hiç bir mücadele etmeden mücadele eden insanları kınamak kolay. Kalkacaksınız ve mücadele edeceksiniz. Ben bugün bütün İzmir’e sesleniyorum. Bu pahalılıktan, yoksulluktan, adaletsizlikten herkes ama herkes rahatsız değil mi? Herkes mağdur değil mi? Bunun siyaseti mi var? Bu haksızlığın, adaletsizliğin siyaseti mi var? Ülkeyi böyle soyarken sadece bazılarımızın mı cebinden para alıyorlar? Hayır. Hepimizi soyuyorlar, ülke olarak hepimizi borçlandırıyorlar.”
“HALKIN GÜCÜNÜN ÖNÜNDE KİMSE DURAMAZ”
Tugay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İyilik için doğruluk için vatan ve millet için insanlarımız için yapalım mücadeleyi. Bu seçimde verdiğimiz ya da vermediğimiz oyla bazılarına güç vereceğiz, bazılarına cesaret vereceğiz; bazılarını da kaybettireceğiz. Kime kaybettiğimizi, kime kazandığımızı net görelim, hesabını iyi yapalım. Onur kardeşim tertemiz bir insan. Söz verdik, çok iyi bir belediyecilik hizmeti yapacağız. Üzerimize düşeni yapacağız. Gece gündüz çalışacağız. Bu ülkede gerçek bir güç varsa o güç sadece ve sadece halkın gücüdür. Halkın gücünün önünde kimse duramaz.Yeter ki halk yalanlara inanmayı bıraksın. Yeter ki halk gözünü açsın gerçekten yaşadığını ve o yaşadığına neyin sebep olduğunu görsün.”
“HİÇBİR HAKSIZLIĞIN ÖNÜNDE EĞİLMEYECEĞİM”
Göreve geldiği takdirde önümüzdeki 5 yıl İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak bu şehrin en üst düzey yöneticilerinden biri olacağını söyleyen Tugay, şöyle konuştu:
“Eğer bu ülkede bu zalim iktidar hiçbir şekilde değişmez diye düşünen varsa onlara hiçbir sözüm yok. Ama mücadele etme isteği olan varsa bu zalim iktidarın değişmesini isteyen varsa ben, önümüzdeki 5 yıl İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak bu şehrin en üst düzey yöneticilerinden biri olacağım. Sadece ve sadece sizlerin önünde eğileceğim. Hiçbir haksızlığın önünde eğilmeyeceğim. İzmir Büyükşehir Belediyesi büyük ve güçlü bir kurum. Yapamayacağı hiçbir şey yok. Elindeki kaynakları yeterli çalışanları güçlü çok sayıda insan var ve onlarla beraber İzmir’e destansı bir hizmeti çok rahat yapabiliriz. Bize 31 Mart Günü yapılacak olan seçimde o gücü sizin gücünüzü sizin kararlılığınızı hissettirmeniz lazım ve İzmir’deki seçimin sonucunu merakla bekleyen bütün Türkiye’ye bir mesaj vermeniz lazım. Onlara şunu söylemelisiniz; İzmir İzmirlilerindir. Rantçıların, yalancıların, yasakçıların, insanları bölenlerin, özgürlük ve demokrasi karşıtlarının değil. Bu güzel şehir, güzel insanları ile bugüne kadar olduğu gibi demokrasinin, özgürlüğün, Cumhuriyetin, hakkın hukukun yanında olacak.”
“BU SEÇİMLERDEN BÜYÜK BİR BAŞARIYLA ÇIKACAĞIZ”
Tugay, sözlerini şöyle noktaladı:
” Menemen’de ne yaptı adam? Müftü gitti, ilkokul çocuklarını aldı. Kubilay’ı öldürten adamın mezarını ziyaret etti mi? Adama bir şey oldu mu? Bir şey oldu mu adama? Bakın, İzmir’de ilkokullara ne veriyorlar? İmam veriyorlar değil mi? Var mı laiklikte böyle bir şey var mı? İmamın ne işi var ilkokullarda? Ne yapıyor orada? O ÇEDES nedir? Biz bunlara karşı bir slogana atmayacağız mı? Bir itirazımız kalmadı mı, tamam mı diyoruz? Tabii ki o sloganlar atılacak. ve İzmir laiktir laik kalacak. İzmir’in her bir toprağı, her bir insanı bütün canlılar üzerinde yaşayan bize emanet bize. Ben o emaneti alacağım hayatımın en değerli emaneti olarak 5 sene gözüm gibi koruyacağım. Bir santimine bir metresine kimse halel getiremeyecek, kirletemeyecek, birilerine peşkeş çekemeyecek, istismar edemeyecek. Bunu teminatı benim.Onur kardeşimle beraber. Onun gibi bu mücadeleye katılan aslanlar gibi 30 belediye başkanımızla beraber inanıyoruz. O seçimler önce büyük bir başarıyla çıkacağız, sonra da İzmir’in tarihine geçecek destansı bir belediyecilik hizmeti vereceğiz.
“BU ŞEHRİ ALDIĞIMDAN 10 KAT DAHA İYİ BIRAKACAĞIM”
Kucağıma sık sık küçük çocukları alıyorum, beraber fotoğraf çektiriyoruz. Gençlerimiz her birisi gerçekten kendi evladım gibi çok sevdiğim gençlerimiz onlarla beraber fotoğraf çektiriyorum ve diyorum ki bugün 5 yaşında olan çocuk 5 yıl sonra 10 yaşında olacak. Bugün 15 yaşında olan bir genç, 5 yıl sonra 20 yaşında olacak ve ben ona hesap vereceğim. İzmir’e aldığım günde teslim ettiğim güne kadar ne yaptık biz bu şehre. Eğer bu hesabı verebiliyorsak sorun yok. Size yukarıda Allah burada vicdanım, namusum ve şerefim üzerine yemin ediyorum bu şehre aldığıma göre 10 kat daha iyi bırakacağım. Çok daha iyi halde bırakacağım. Bu benim için hayatımın en onurlu sorumluluğu ve o sorumluluğun gereğini yerine getireceğim.”