31 Mart yerel seçimleri yaklaşırken, araştırma kuruluşları, siyasi analistler ve sosyologlar, İstanbul’daki Kürt seçmenlerin eğilimlerini analiz etmeye ve değerlendirmeye devam ediyor. Kürtler üzerine araştırmalarıyla tanınan isimlere göre, Kürt seçmenler, kimlik tartışmalarının yanı sıra şehrin günlük yaşamına ilişkin verilen hizmetler ölçeğinde de oy kullanma eğilimi gösterecek. Araştırmacı Reha Ruhavioğlu, “İmamoğlu’nun muhalefette olması, muhalefet blokunun güçlü lideri olması ve Kürt seçmeninin de Erdoğan ve iktidar karşıtı olması, bu oy geçişkenliğini kolaylaştırıyor. Kürtlerin İmamoğlu’na açtığı kredi hala devam ediyor gibi görünüyor” dedi. Yazar Emine Uçak Erdoğan da 2019 yılında başörtülü kadınların belediyenin hizmetlerinden dışlanıp dışlanmayacağı endişesi olduğunu ancak beş yıllık süreç içinde korkulacak bir şey olmadığının görüldüğünü bunun da oy tercihlerini etkileyeceğini söyledi.
Yerel seçimlere bir hafta kala, araştırmacılar, siyasi analistler ve sosyologlar Kürt seçmenlerin tercihleriyle ilgili değerlendirmelerini sürdürüyor. Araştırmacı, Reha Ruhavioğlu, Kürt seçmenin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na kredilerinin sürdüğünü belirtirken, Siyaset bilimci ve sosyolog Mesut Yeğen, “DEM Partisi’ne oy vermek, Kürtler açısından bu seçimde hayat memat meselesi değil. Buna karşılık, İmamoğlu’na oy vermek, iktidara bir uyarı, sarı kart göstermek anlamına gelir” dedi.
İMAMOĞLU GÜNDELİK HAYAT ÜZERİNDE KÜRTLERLE İLİŞKİ KURUYOR
Mazlumder ve Hak İnisiyatifi başta olmak üzere sivil toplum örgütlerinin farklı kademelerinde yöneticilik yapan araştırmacı Reha Ruhavioğlu’na göre, Kürt seçmenin büyük çoğunluğu iktidar karşıtı. Ruhavioğlu, İstanbul’daki Kürt seçmenin eğilimleriyle ilgili şunları söyledi:
“İmamoğlu’nun muhalefette olması, muhalefet blokunun güçlü lideri olması ve Kürt seçmeninin de Erdoğan ve iktidar karşıtı olması, bu oy geçişkenliğini kolaylaştırıyor. Ancak İmamoğlu, bunun ötesinde bir aktör. Günlük yaşam sorunları, ortak gelecek gibi meseleler üzerinden Kürtlerle ilişki kurmayı tercih ediyor. Kimlikler ve değerler üzerinden değil, gündelik hayat sorunlarıyla temas kurmayı daha makul buluyor. Kürtlerin İmamoğlu’na açtığı kredi hala devam ediyor gibi görünüyor. Bu, Kürt seçmeninin İstanbul özelinde taleplerinin kısmen de olsa karşılandığı anlamına geliyor. İmamoğlu kazandıktan sonra muhtemelen şöyle bir duyguya kapılacağını düşünüyorum: ‘Kürtlerle kazandım, bu ilişkiyi sürdürmeliyim. O halde, yerel hizmetlerde Kürtlerin taleplerini biraz daha görünür kılmalıyım ve karşılandığını göstermek için çaba sarf etmesi muhtemel.”
BAZI MUHAFAZAKAR KÜRT AKTÖRLER İMAMOĞLU’NUN YANINDA
Reha Ruhavioğlu’na İmamoğlu’nun CHP’nin klasik profilinden uzak olduğunu da belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“AK Partili muhafazakar Kürtlerle de iletişim kurabiliyor. İmamoğlu, klasik bir CHP’li değil, bu gerçeği kabul etmek gerekiyor. İmamoğlu’nun, CHP’li olmasına rağmen merkez sağ bir aileden gelmesi ve Türkiye genelinde muhafazakarlıkla ilgili anlayışı, muhafazakarlarla iletişim kurma yeteneğini güçlendiriyor. Özellikle AK Parti çevresindeki muhafazakar Kürtlerle konuşma becerisi, İmamoğlu’nun bu profili sayesinde artmaktadır. İmamoğlu, AK Parti seçmeni olan muhafazakarlarla da iyi diyalog kurabiliyor, kişisel gözlemlerime göre. 2019’dan önce AKP’nin çeşitli kademelerinde yetişen İstanbul’daki çok sayıda Kürt aktör bugün muhalefet blokunda bu seçimde ve büyük çoğunluğunun İmamoğlu’nu destekliyor. Dolayısıyla, bu mesele İmamoğlu’nun kendisini destekleyen havzadan daha geniş bir kesime hitap edebildiği açıkça ortaya çıkıyor.”
KÜRTLER AK PARTİ’YE İ SARI KART GÖSTERECEK
Siyaset bilimci ve sosyolog Mesut Yeğen de İstanbul seçimlerinde Kürt seçmenlerin olası tercihleri üzerine yaptığı değerlendirmede, “DEM Partisi’ne oy vermek, Kürtler açısından bu seçimde hayat memat meselesi değil. Buna karşılık, İmamoğlu’na oy vermek, iktidara bir uyarı, sarı kart göstermek anlamına gelir. Yani, ‘Senin Kürt siyasetinden memnun değilim’ demektir. Üçüncüsü ise, Kürt seçmeni, nasıl bir belediye istediğiyle ilgili bir cevap vermiş olacak İmamoğlu tercihiyle. Bu şekilde, AK Parti belediyeciliğini onaylamadığını gösterecek. İstanbul’da da 2019’a benzer bir seçim sonucu bekleniyor” dedi.
KÜRTLER NASIL BİR BELEDİYECİLİK İSTİYOR
Mesut Yeğen, DEM Parti’nin İstanbul’da aday çıkarmasının seçim sonuçlarına etkisiyle ilgili de şunları söyledi:
“DEM’in adayı kuvvetsiz değil ama partililer bu seçimde nasıl bir belediyecilik istediğini İstanbul’da gösterecek. Başak Demirtaş ile yarışsaydı büyük bir ihtimalle daha iyi bir netice alırdı ve fakat şu anda yarışılan aday da kuvvetsiz bir aday değil ve şunu görüyoruz aslında; DEM Parti kuvvetli bir aday çıkarmış olmasına rağmen partili seçmenler için başka sahipler, ‘nasıl belediye tarafından yönetilmek istiyoruz ve Ak Parti ne demek istiyoruz’ seçmenlerin kendi cevaplarını buldukları sorular” dedi.
KAYYUM TARTIŞMASI
Yeğen, Kürt şehirlerindeki seçim sonuçlarının belediyeler kayyum atanıp atanmayacağı üzerinde doğrudan bir etkisi olacağına inanmadığını belirterek bu duruma, İstanbul seçim sonuçlarına dayanarak kesin bir şekilde karar verilemeyeceğini ifade ediyor.
MUHAFAZAKAR KADINLAR KORKULACAK BİR ŞEY OLMADIĞINI GÖRDÜ
“Çanakkale savaşında Kürt Civanlar” gibi araştırma hikaye kitapları bulunan gazeteci yazar Emine Uçak Erdoğan, muhafazakar başörtülü kadınların korkulanın aksine belediye hizmetlerinde daha çok görünür hale gelmesinin oylara pozitif yansıyacağını söyledi. Erdoğan: “Başörtülü genç dindar kadın yoksa başörtülü kadınlar muhafazakar kadınlar gibi hani seçmen kümesi tanımlamalardan hoşlanmasam da 2019’a dönersek o zaman başörtülü kadınların kamusal hizmetten belediyenin hizmetlerinden dışlanıp dışlanmayacağı meselesi bir tartışmaydı. Ama bu beş yıllık süreç içinde gördük ki bu bir aslında korkulacak bir tartışma olmadığını, aksine başörtülü kadınların da ve daha çok da kadınların İBB’de daha görünür olduğunu gördüğümüz bir deneyim ve aynı şekilde mesela ben geçtiğimiz günlerde başörtülü bir belediye otobüs şoförü gördüm yani böyle çevre ilçelere giden bir hatta. O yüzden ben mesela başörtülü kadınları açısından da kadınlar açısından da yani vatman gibi itfaiye gibi böyle hani erkeklerin alanına verilmiş bazı mesleklerde yer almalarının bu eşitliğin bu katılımın görülmesinin kamuoyunda dönüştürücü çok etkisi olduğunu düşünüyorum. Tabii ki kadınların önemsenmesinin hayatın her alanında temsil değerini görülmesinin kadınları etkileyeceğini düşünüyorum.”
SADECE KİMLİK DEĞİL ANNE KART DA ETKİLİ OLACAK
Emine Uçak Erdoğan Kürt ve muhafazakar seçmenin bu seçimin bir yerel seçim olduğunu unutmayacağını belirterek, özellikle geçim sorununun ve anne kart gibi uygulamaların seçmeni teşvik ettiğini söyledi. Erdoğan, “Kürtlerin de muhafazakarların da bu seçimde tabii ki kendi kimlik değerlerini etrafında düşüneceğini ama bir yandan da İstanbul’daki düzenin İstanbul’daki gündelik hayatın daha eşit daha adil bir şekilde üretilmesi ve aynı zamanda bu hizmetlere ulaşma noktasındaki deneyimlerinden de kaynaklanacak şekilde davranacağını düşünüyorum. ve şöyle diyeyim mesela bir anne sonuçta mesela ‘Anne Kart’ sahibi birisi bu hangi görüşten olursa olsun bu onun hayatında yapılmış bir değişiklik. Bu bir hizmet mesela orada bunu mutlaka günleri hayatını nasıl değdiğini veya bunun gibi hizmetlerin hayatını nasıl dönüştürebileceğini artık deneyimlediği için daha farklı davranabilir demek istiyorum” dedi.