Yolsuzluğun, hesap sorulmamanın, sorulsa bile karşılık alamamanın neredeyse kanıksandığı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) için bile fazla bu doğrusu. Yakından izleyenlerin bildiği gibi “her an her şeyin yaşanabileceği“ bir siyaset ortamı var ülkenin. Ancak bir eski bakanla bir emekli korgeneralin yolsuzluk temelli iddialalarla tutuklanmaları yine de şaşırtıcı geldi. Yozlaşmanın ulaştığı boyutu gösteren çok çarpıcı bir gelişme bu.
Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi’nde (KSTU) başlatılan hem sahte diploma hem de yolsuzluk soruşturmasında tutuklananlar arasında eski Bakan, üniversitenin Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Kemal Dürüst de var. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müdürü olan eşi Meray Dürüst de aynı soruşturma çerçevesinde tutuklandı. Çift “sahte belge düzenlemek, sahte belgeyi tedavüle sürmek, sahtekarlıkla para temini, sahte belge düzenlenmesini tahrik etmek”le suçlanıyor.
Ekim ayında da bir ilaç skandalı yaşanmıştı, anımsatalım. Usulsüz, yasa dışı ilaç temini iddiasıyla başlatılan soruşturma sonucu çok sayıda eczacı, doktor, onlarca da sağlık emekçisi gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınanlar arasında asıl mesleği çocuk hekimliği olan eski Başbakan Sibel Siber de vardı. Siber genellikle saygı duyulan bir sol politikacı, başına gelenlerin siyasi nedenleri olduğuna inanıldığı için toplumun büyük bir kesiminin gözünde suçlu kabul edilmedi.
Kemal Dürüst, kendisine güvenildiği için 2009-2018 yılları arasında tam beş kez bakan yapılan biri. Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı ile Turizm, Çevre ve Kültür Bakanlığının yanısıra, 3 kez de Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığı yapmıştı. Dürüst’ün ağır suçlamalarla tutuklanması akla, hepsi de akçeli işlere çok uygun olan bu bakanlıklarda da yolsuzluk yapıp yapmadığı sorusunu getiriyor.
KKTC, düzeyi hayli tartışmalı üniversitelere ev sahipliği yapıyor. Tuhaf isimli çok sayıda üniversite var ülkede. Çoğu Afrika ülkelerinden gelen öğrencilerle dolu bu üniversitelerden diploma almak için yolsuzluk yapmaya gerek de yok çünkü zaten diploma edinmek çok kolay. Ülkenin en önemli, dünyada kabul gören tek üniversitesi Doğu Akdeniz Üniversitesi, bu arada. Dürüst’ün hem de üç kez yaptığı Milli Eğitim Bakanlığı sayesinde bürokratik, yasal boşlukları bilmesi işine yaramış belli ki. Yüzlerce sahte diplomanın dağıtıldığı söyleniyor. Soruşturmanın nasıl sonuçlanacağını yakında göreceğiz.
Diğer “bomba“ olay ise eski Barış Kuvvetleri Komutanı emekli Korgeneral Ömer Paç‘ın elektronik sigara tütünü kaçakçılığı yaptığı iddiasıyla tutuklanması oldu. Paç, 2016-2017 yılları arasında KKTC’de görev yapmış, Korgeneral rütbesinden emekliye ayrılmıştı. Paç’ın Lefkoşa Ercan Havalimanından üç valiz dolusu elektronik sigara tütünü çıkardığı, tütünlere Ankara Esenboğa Havalimanı’nda el konulduğu öğrenildi.
Bir emekli korgeneral buna neden ihtiyaç duyar sorusu haklı bi sorudur ama asıl sorulması gereken başka şeyler de var. Ercan havaalimanından yanında yasadığı tütünlerle elini kolunu sallaya sallaya giden generalin Ankara’da tutuklanması normal mi? Asıl tutuklanması gereken yer Ercan havaalanı değil miydi? Sözkonusu havaalimanında da güvenlik hayli dikkatli, generalin ne taşıdığını gözden kaçırdıklarını sanmam. Bavulunu ya da üzerini aramaya cesaret mi edemediler acaba?
Eğer öyleyse bir suçluya bile işlem yapamayacak bir duruma düşürülmüştür KKTC memurları. Türkiye siyaseti suçlusudur bunun.
Generalin KKTC’de işlerin böyle yürüdüğüne inandığı belli. KKTC’nin en önemli askeri kurumunun başındaki biri olarak “dokunulmaz“ olduğunun da farkında.
Oysa Kıbrıs’ın Kuzeyi, kimsenin babasının çiftliği değil.
Generallerin de “büyükelçilerin“ de.