Meslektaşı Ali Atay ile dört yıldır mutlu bir evlilik sürdüren, Fikret Ali ve Leyla Süreyya adında iki çocuğu olan Hazal Kaya, katıldığı programda çarpıcı açıklamalarda bulundu.
“ASTROLOĞUMA SORMADAN ADIM ATMAM”
“Takıntıların var mı” sorusuna Kaya, “Sirkeyle yıkanırım, evi sirkeyle silerim. Adaçayı yakarım. Astroloğuma sormadan imza atmam, adım atmam. Çörek otu yakarım. Fiko’nun doğumu Merkür retrosuna denk geldi, o kadar komik ki sancım var, ‘Merkür retroda doğan çocuklara ne oluyormuş?’ dedim. Ali de ne zaman Venüs desem, ‘Biliyorsun öyle bir şey yok, gerçek değil’ diyor. Bilimsel açıklamalar yapıyor bana” cevabını verdi.
“ALİ ‘HAZAL BENİ SEVMEDİ’ DEMİŞ”
Kendisini “Aşk insanıyım. Ali’ye 23 yaşımda aşık olduğum, hâlâ da aşığım” diyerek tanımlayan 33 yaşındaki oyuncu, eşi Ali Atay’la ilk tanışmalarını anlattı.
Ali’yle ilk tanıştığımızda neredeyse dövüyordum onu. Ali ‘Hazal beni sevmedi galiba’ demiş. Ben fenalık geçirmiştim hoşlandığım için, söyleyemiyorum da! Abuk sabuk kötü davrandım çocuğa, bi saçını çekmedim galiba. Yok, ben öyle demek istemedim’ falan diyor. Korkunç, rezalet!
“ALİ ÇOK ACAYİP BİR BABA”
Evdeki yaşamı sorulan Hazal Kaya, “Baş edemiyorum, zorlanıyorum. İlk çocukta çok özgüvenliydim, ‘Ne var ki ben de annemin çocuğuyum çalıştı büyüttü beni’ diyordum. Öyle olmuyormuş. Kolay bir şey gibi geliyor ama hiç değilmiş. Duygusal tarafı zorlayıcı oldu benim için. Önce işle çocuklar arasında zorlandım, sonra iki çocuk arasında ve işle zor oldu. Araları 3,5 yaş. Ali çok ilgileniyor, Süreyya daha çok küçük, Fiko ile acayip bir baba oğullar. Gözlerim doluyor onları izlerken” şeklinde konuştu.
“ÇAĞATAY KAPIYI AÇTI, AĞLIYORUM”
Hazal Kaya, oğlu Fikret Ali’ye hamileliğinin son günlerdinde yaşadığı yangın felaketi hakkında, “Fikret’e hamileyken evimizde yangın çıkmıştı, sert olaydı. Allah’tan merdivenler taşmış. Bodrum kat tamamen yandı, eğer merdivenler taş değil ahşap olsaydı bütün ev gidecekti. Evdeki hayvanları çıkardım, kediler dama çıksınlar diye camı açtım çünkü bütün evi is bastı. En son arabaları çektim çünkü baktım çekemiyorlar. Dokuz aylık hamileyim. Çağatay Ulusoy kulakları çınlasın, aynı sitede oturuyorduk. Güvenlik ‘Siz artık Çağatay Bey’e gidin’ dedi. Çağatay kapıyı açtı, ağlıyorum, ‘Ev yanıyor’ diyorum. Ali de şehir dışında, Eskişehir’de. Çağatay doğuruyorum sanmış, boş boş suratıma bakıyor. ‘Çağatay ev yanıyor’ dedim, asla anlayamadı. O gün Çağatay olmasaydı; sağ olsun, korkunç bir akşamdı” ifadelerini kullandı.